15 Kasım 2010 Pazartesi

Requem

sana intihar ettikten sonra geleceğim
gözlerimi yuvalarından çıkartıp öyle bakacağım işte
öznesiz kalan gözlerine

Bir çırpıda geçeceğim dudaklarından
sonra sana elveda diyeceğim
“Elveda”
-ömrü giderek kısalan bir kelebeğin telaşıyla-

sana intihar ettikten sonra geleceğim
parça parça
boynumda izi olacak saçlarının
ve yanağımda kırmızı bir ruj lekesi

“Beni affet” diyeceğim
“Beni affet”
yoksa yakama yapışacak affedilmeyen melek
yoksa
yoksa
intiharım yarım kalacak

sana intihar ettikten sonra geleceğim
en günahkar halimle

“Beni affet”

 
 
Cihan ALKAN

25 Şubat 2010 Perşembe

Giderken

bu şehirden giderken
kirpiklerine yaslanıp gözlerini seyretmeliyim
yanağına düşmeliyim oradan
ve dudağının kıyısından
yüreğine

hıçkıra hıçkıra ağlarken
gözyaşın olmalıyım
tuzla kaplı
her damlada kendimi bulmalıyım
ve giderken bu şehirden
trenin penceresinden
sana bakmalıyım
son defa
elimi sallamadan

Cihan ALKAN

23 Ağustos 2009 Pazar

Cenaze arabası geçti bugün önümden

1

En son baban öldüğünde görmüştüm seni. Apartman önünde.
Annen ağlıyordu… Sen ufaktın. Ağlamıyordun.
Belki de…

“babam nerede” demiştin annene. Cennet… Cehennem…
Annen kucağına almıştı seni. Ağlamıştı.
Gördüm… Hepsini…

Cenaze arabası geçti bugün önümden.

Ağladım…


2

Bugün babam öldü. Sen yoktun evimizin önünde.
Annem ağlamıyordu. Çünkü O’da yoktu.
Ben ağlıyordum. Ağlıyordum…
Belki de…

“Annem nerede” dedim babama sessizce. Cevap vermedi.
Babam ağlıyordu tabutun içinde. Ben dışarıda…
Duydum… Her şeyi…

Cenaze arabası geçti bugün önümden.

Ağladım…

5 Haziran 2009 Cuma

Melisa

jiletle kestiğimden beri damarlarımı
sana hiç bu kadar yakın hissetmedim kendimi,

yum gözlerini Melisa
sana dünyadan
kendimi getiriyorum

üç
iki
bir

Bekle

bekle
sonbaharın ardından gelen kış gibi geleceğim
seni
kömürsüz,
odunsuz yakalayacağım
üşüyeceğiz
birbirimize sarılıp
üşüyeceğiz

bekle
adını aşk koyduğumuz çocuğumuz
hele bir yürüsün
hele bir dillensin de gör
gör bakalım
koşacağı günleri
meydanlarda,
sokaklarda
özgürce

seni
ağlarken yakalayacağım
kapından dökerken gözyaşlarını
ansızın karşında göreceksin
beni

bekle
sana çocuğumuzun resmini getireceğim
henüz rahme düşmeyen
o kara gözlü
çocuğumuzun

seni
uyurken yakalayacağım
rüyalarından öpeceğim
gözlerinde büyüttüğün gözyaşlarını
uyandırmadan

bekle

3 Mart 2009 Salı

gözlerinin karanlığına...







ellerim neye dokunduysa
hep sana varmışlığın hissine kapıldı
hâlbuki çok uzaktın bana
varamazdım bin yıl yürüsem de
gözlerinin,
karanlığına




1 Mart 2009 Pazar

EFTELYA

senden
buruşuk
ve kirli
üstelik bir beden büyük gelen
yaşanmaz bir hayattan başka
ne kaldı ki geriye

yaşadın oysa
en güzel yerini bu hayatın
şimdi en acıklı yerini bırakıp bana
gittin

ağlamak istiyorum bu yüzden
hüzünlüyken herkes ağlayabilir çünkü
bırakın beni kendi halime
nasıl olsa ölecek bir yer
bulurum